Yasemin Bilgi
Köşe Yazarı
Yasemin Bilgi
 

İnsan kimdi?

Hatırlayan, bilen, gören, duyan, haber alan var mı? Kanıtlanan 12 bin, henüz kanıtlanmamış ise birkaç milyon yıldır yeryüzünde yaşayan bir canlı türüydü.. Kimine göre evrimleşmişti, kimine göre zaten Allah’ın her türlü esmasıyla donatılıp gelmişti.. Kimine göre 12 DNA ile gelip, zamanda, mekanda yolculuk yapmış, nesneleri düşünce gücüyle hareket ettirebilmiş, istediği zaman görünmez olmuş, istediği zaman su üstünde yürümüştü.. Kimine göre ise; yine 12 bin yıl önce, Annunakilerin  Göbeklitepe’deki laboratuvarlarda yaptıkları deneylerin kurbanı olmuştu.. 12 sarmal DNA’sının 9 unu kaybetmiş ve DNA’sı  3 sarmala düşmüştü. Kimine göre ise; Allah’ın halifesi olarak geldiği yeryüzünde, şeytanın deyimiyle ” bozgunculuk çıkardığı için”, yaratıcının gazabına uğramıştı!. Neydi;  Allah’ın ” Yeryüzündeki  Halifem” dediği bu canlı türünü halife yapan özellikleri: İlim vermişti O’na.. Kendi ilminden hem de.. Üzerinde düşünsün, çalışsın, geliştirip yeryüzüne faydalı işler üretsin diye kelimeler öğretmişti.. Hay ismiyle hayat vermişti O’na.. O da yeryüzünde birlikte yaşadığı diğer canlıların hayat bulmasına destek olsun.. Sadece kendi türünün değil, diğer canlı türlerinin de en iyi şekilde hayatını sürdürmesi için onlara öğrendiği ilmi kullanarak ışık olsun CAN olsun .. Onların doğal ortamlarında yaşamalarına olanak sağlayıp, Allah’ın halifesi olarak onları koruyup kollayıp sahip çıksın! Hayatını buna adasın. İnsan yaratılanların en şereflisiydi çünkü.. Eşref-i Mahluktu.. Kulak koymuştu, göz koymuştu, hem de ikişer tane, milyonlarca hücreden oluşan o güzel, o muhteşem bedenine… Koymuştu ki; olup biten her şeyi duysun!.. Her şeyden haberi olsun!.. Koymuştu ki; her şeyi görsün.. Her şeye şahit olsun.. Olsun ki ona verilen ilmi, aklı kullanarak kendini ve  sorumlu kılındığı tüm var edilmişleri, yaşadığı dünyayı tehlikelerden koruyup kollasın. Görsün ki; herkesin, her türün ve dahi  her varlığın hakkını gözetsin! Çünkü O’na adalet duygusu da vermişti. Halife olmak kolay mıydı öyle? Yeryüzünün adaleti ondan sorulacaktı.. Başka hiçbir yarattığına vermediği bir özelliğini daha vermişti insana.. İrade vermişti.. Yaratılmış başka hiçbir türde yoktu bu özellik.. İyiyi de kötüyü de, iradesiyle ayırt edip, oldurabilme özelliğiydi bu.. Sınırlıydı elbette ama yeterliydi insan için!.. Kelâmını da insana öğretmişti, harfleri sözcükleri… Bunun için O’na konuşma yeteneği vermişti, konuşsun, anlasın ve anlaşsın diye.. Güç kudret vermişti.. Ruhsal, fiziksel, bilişsel, sezgisel güç.. Bunları kullanarak yeryüzünde hüküm sürsün, yeryüzünü adil bir şekilde idare etsin, dünyayı yönetsin  diye!.. Bunların hepsini vermişti vermesine de.. Son olarak bir de merhamet duygusu ekleyip, vicdan diye bir terazi koymuştu içine.. Ola ki şaşardı.. Çünkü insan özünde hala beşerdi.. Beşer de daima şaşardı.. Şaşmasın diye, O’nu vicdanla dengelemişti ki; merhamet ve adaletle davransın!.. Davransın ki tamamlansın. “İnsan yarım mıydı ki, tamamlanacak”, diye aklınızdan geçebilir elbette!? İnsan var olmuş tek bütündendi. Hakk’tandı.. Hakk kendini Halk etmişti insan için. Kendini seyreyleyecekti İNSANda.. O’nda muradı çoktu, O’na güveni tam.. O’na; ” halifemsin” demişti.. İnsan; beşerlikten insanlığa, İnsan-ı Kamilliğe yükselecek ve yine Hakk’a dönecekti.. Herkes sözünde duracağına ve verdiği sözü unutmayacağına and içerek indi yeryüzüne!.. Sözünü ilk unutan ise, insan oldu.. Sözüne sadık olan ise, şeytan! “And olsun ki ben insanı şaşırtacak, saptıracak ve kuruntuya düşüreceğim. Onlara hayvanlarının kulaklarını kesmelerini ve yaratılanların yaratılış biçimlerini değiştirmelerini emredeceğim.” (Nisâ 118-119) dedi.. Ve dediğini yaptı, yapmaya da devam ediyor!.. İnsana ne oldu peki?.. Vallahi ben de O’nu soruyorum işte.. Ağaçlar kesildi!.. Ormanlar yakıldı! İnsanın atıkları denizleri kirletti.. Dereler göller kurudu.. Pek çok bitki türü yok oldu. Pek çoğunun ise genetiği değişti.. Denizlerde, doğada yaşayan pek çok hayvan ve canlı türünün nesli tükendi.. İnsanın en kıymetli gıdasını üreten arı neslinin bile 1/3 ü, son üç yılda yok oldu.. İklimler değişti. Dünyanın rezonansının (dünyanın kalp atışı)dahi 7.83 ten, 11 e çıktığı söyleniyor!. İnsan türünün içinde bulunan, kadınlara ve çocuklara tecavüz edildi, işkence görüp, yakılıp, parçalanıp öldürüldüler.. Yeryüzünün Halifesi İNSANın himayesine verilen ve insanla ortak yaşam alanlarını kullanan, sokak hayvanları ise, kafasına kürek vurularak, kasaplık hayvanlarsa balyoz indirilerek canice öldürüldüler.. İnsandı halbuki onları koruyup kollayacak.. Yaşam alanlarını iyileştirecek. Onlara can olacak insandı.. Çünkü O’nun merhameti Hakk’tandı.. O’nun vicdanı adaletle işlerdi. O biliyordu ki; her türlü varlık kendinden bir parçaydı.. Öteki beriki yoktu..  Ne varsa Alemde, o vardı Ademde!.. Ama!..... İnsan UNUTAN dı. Ve unuttu da!... “Nisyan (unutan-hatırlamayan)” -kökünden geldiğini unuttu ilk önce!... Sonra da;  Elest Günü  Rabbine verdiği sözü!.. Oysa “Kalû Belâ” demişti!..
Ekleme Tarihi: 29 Kasım 2022 - Salı

İnsan kimdi?

Hatırlayan, bilen, gören, duyan, haber alan var mı?

Kanıtlanan 12 bin, henüz kanıtlanmamış ise birkaç milyon yıldır yeryüzünde yaşayan bir canlı türüydü.. Kimine göre evrimleşmişti, kimine göre zaten Allah’ın her türlü esmasıyla donatılıp gelmişti.. Kimine göre 12 DNA ile gelip, zamanda, mekanda yolculuk yapmış, nesneleri düşünce gücüyle hareket ettirebilmiş, istediği zaman görünmez olmuş, istediği zaman su üstünde yürümüştü.. Kimine göre ise; yine 12 bin yıl önce, Annunakilerin  Göbeklitepe’deki laboratuvarlarda yaptıkları deneylerin kurbanı olmuştu.. 12 sarmal DNA’sının 9 unu kaybetmiş ve DNA’sı  3 sarmala düşmüştü. Kimine göre ise; Allah’ın halifesi olarak geldiği yeryüzünde, şeytanın deyimiyle ” bozgunculuk çıkardığı için”, yaratıcının gazabına uğramıştı!.

Neydi;  Allah’ın ” Yeryüzündeki  Halifem” dediği bu canlı türünü halife yapan özellikleri:

  • İlim vermişti O’na.. Kendi ilminden hem de.. Üzerinde düşünsün, çalışsın, geliştirip yeryüzüne faydalı işler üretsin diye kelimeler öğretmişti..
  • Hay ismiyle hayat vermişti O’na.. O da yeryüzünde birlikte yaşadığı diğer canlıların hayat bulmasına destek olsun.. Sadece kendi türünün değil, diğer canlı türlerinin de en iyi şekilde hayatını sürdürmesi için onlara öğrendiği ilmi kullanarak ışık olsun CAN olsun .. Onların doğal ortamlarında yaşamalarına olanak sağlayıp, Allah’ın halifesi olarak onları koruyup kollayıp sahip çıksın!

Hayatını buna adasın. İnsan yaratılanların en şereflisiydi çünkü.. Eşref-i Mahluktu..

  • Kulak koymuştu, göz koymuştu, hem de ikişer tane, milyonlarca hücreden oluşan o güzel, o muhteşem bedenine…

Koymuştu ki; olup biten her şeyi duysun!.. Her şeyden haberi olsun!.. Koymuştu ki; her şeyi görsün.. Her şeye şahit olsun.. Olsun ki ona verilen ilmi, aklı kullanarak kendini ve  sorumlu kılındığı tüm var edilmişleri, yaşadığı dünyayı tehlikelerden koruyup kollasın.

Görsün ki; herkesin, her türün ve dahi  her varlığın hakkını gözetsin! Çünkü O’na adalet duygusu da vermişti. Halife olmak kolay mıydı öyle? Yeryüzünün adaleti ondan sorulacaktı..

  • Başka hiçbir yarattığına vermediği bir özelliğini daha vermişti insana.. İrade vermişti.. Yaratılmış başka hiçbir türde yoktu bu özellik.. İyiyi de kötüyü de, iradesiyle ayırt edip, oldurabilme özelliğiydi bu.. Sınırlıydı elbette ama yeterliydi insan için!..
  • Kelâmını da insana öğretmişti, harfleri sözcükleri… Bunun için O’na konuşma yeteneği vermişti, konuşsun, anlasın ve anlaşsın diye..
  • Güç kudret vermişti.. Ruhsal, fiziksel, bilişsel, sezgisel güç.. Bunları kullanarak yeryüzünde hüküm sürsün, yeryüzünü adil bir şekilde idare etsin, dünyayı yönetsin  diye!..
  • Bunların hepsini vermişti vermesine de.. Son olarak bir de merhamet duygusu ekleyip, vicdan diye bir terazi koymuştu içine.. Ola ki şaşardı.. Çünkü insan özünde hala beşerdi.. Beşer de daima şaşardı.. Şaşmasın diye, O’nu vicdanla dengelemişti ki; merhamet ve adaletle davransın!.. Davransın ki tamamlansın.

“İnsan yarım mıydı ki, tamamlanacak”, diye aklınızdan geçebilir elbette!?

İnsan var olmuş tek bütündendi. Hakk’tandı.. Hakk kendini Halk etmişti insan için. Kendini seyreyleyecekti İNSANda.. O’nda muradı çoktu, O’na güveni tam.. O’na; ” halifemsin” demişti..

İnsan; beşerlikten insanlığa, İnsan-ı Kamilliğe yükselecek ve yine Hakk’a dönecekti..

Herkes sözünde duracağına ve verdiği sözü unutmayacağına and içerek indi yeryüzüne!..

Sözünü ilk unutan ise, insan oldu.. Sözüne sadık olan ise, şeytan! “And olsun ki ben insanı şaşırtacak, saptıracak ve kuruntuya düşüreceğim. Onlara hayvanlarının kulaklarını kesmelerini ve yaratılanların yaratılış biçimlerini değiştirmelerini emredeceğim.” (Nisâ 118-119) dedi.. Ve dediğini yaptı, yapmaya da devam ediyor!..

İnsana ne oldu peki?.. Vallahi ben de O’nu soruyorum işte..

Ağaçlar kesildi!.. Ormanlar yakıldı! İnsanın atıkları denizleri kirletti.. Dereler göller kurudu.. Pek çok bitki türü yok oldu. Pek çoğunun ise genetiği değişti.. Denizlerde, doğada yaşayan pek çok hayvan ve canlı türünün nesli tükendi.. İnsanın en kıymetli gıdasını üreten arı neslinin bile 1/3 ü, son üç yılda yok oldu.. İklimler değişti. Dünyanın rezonansının (dünyanın kalp atışı)dahi 7.83 ten, 11 e çıktığı söyleniyor!. İnsan türünün içinde bulunan, kadınlara ve çocuklara tecavüz edildi, işkence görüp, yakılıp, parçalanıp öldürüldüler.. Yeryüzünün Halifesi İNSANın himayesine verilen ve insanla ortak yaşam alanlarını kullanan, sokak hayvanları ise, kafasına kürek vurularak, kasaplık hayvanlarsa balyoz indirilerek canice öldürüldüler..

İnsandı halbuki onları koruyup kollayacak.. Yaşam alanlarını iyileştirecek. Onlara can olacak insandı..

Çünkü O’nun merhameti Hakk’tandı.. O’nun vicdanı adaletle işlerdi.

O biliyordu ki; her türlü varlık kendinden bir parçaydı..

Öteki beriki yoktu..

 Ne varsa Alemde, o vardı Ademde!..

Ama!.....

İnsan UNUTAN dı.

Ve unuttu da!...

“Nisyan (unutan-hatırlamayan)” -kökünden geldiğini unuttu ilk önce!...

Sonra da;  Elest Günü  Rabbine verdiği sözü!..

Oysa “Kalû Belâ” demişti!..

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.