KADER Mİ?..SEÇİM Mİ?..
Başına gelen her şey için kaderini suçlayanlar burada mı?
“Kader kime şikayet edeyim seni bilemem” şarkısını sevenler?
Alnıma yazılmış bu kara yazı türküsünü bilenler?
Yoksa siz de ; ”Kaderimse çekerim?” deyip, çaresiz , mutsuz, hayata küskün yaşayanlardan mısınız?
Gerçekten başınıza gelen her şeyde, kaderin parmağı olduğuna mı inanıyorsunuz?!
Sizin kontrolünüz dışında, kader denen o kahpe olgu hayatınızı şekillendiriyor ve siz hiçbir şey yapamıyorsunuz, öyle mi?
Haydi hep birlikte, bir daha bakalım şu kahpe kadere ama bu defa Yasemin’in penceresinden..
Anlaştık mı?
İnsan olarak bu dünyaya gelmemiz ve bedenlenmemiz bir kader değildir? Bizler şu anda hatırlamadığımız bir boyuttan dünya okulunu deneyimleme kararını verdiğimizde, bu bizim seçimimizdir. Dünyaya geleceğimiz tarih ve saat, cinsiyetimiz, ırkımız, dinimiz ve tabi coğrafya..
Kader değil, bizim seçimimizdir. Hatta rahmine düşeceğimiz anne, onu dölleyecek spermin sahibi baba.. Ve daha pek çok şey..
Sıkı durun daha yeni başlıyoruz.
Bizler anne karnına düştüğümüz andan 7 yaşına kadar, bazılarının Kahpe Kader, bizim ise bilinçaltı dediğimiz, dünya okulundaki yol haritalarımızı, değerlerimizi, inançlarımızı, benliklerimizi, duygu ve düşünce kalıplarımızı oluşturup dosyalarız. Bir ömür boyu da, bu dosyaları kullanarak yaşar gideriz.
Hayat boyu başımıza gelenlere gelince?!
Bunlar çok derin konular..
Daha ilk günden bu kadar derin konulara girmeyi seçmiyorum.
Merak edenler için ileride yine bahsederiz.
Biz dünya okulunun öğrencileri olarak, başımıza gelen olaylara bakış açılarımızla, onlarla baş etme şeklimizle, dünya okulunda sınıflarımızı geçip, başarılı bir şekilde mezun oluruz. Eskilerin deyimiyle “imtihan dünyasından” geçer gideriz. Bazı öğrenciler ise,sınav sorusunu anlamadığı için, başına birbirinin benzeri türlü olayları getirirken ,bazı öğrenciler de hayatla sörf yapar gibi rüzgarı arkasına alıp, akar gider hayatın içinde tatlı tatlı..
Bir grup insan bunlar için; ”Onlar Allah’ın şanslı kulları.. Allah onlara yürü ya kulum demiş” diyerek Allah’ın tüm kullarını eşit yarattığı gerçeğini , insanın O’nun yer yüzündeki halifesi olduğu gerçeğini görmek istemez. Hayatı boyunca da, kendi kaderine lanet ederek, başkalarına imrenerek, geçim sıkıntısı, hastalıklar, kazalar, iflaslar, ölümlerle boğuşup dururken, kendisinin bunların hepsinin üstesinden gelebilecek muhteşem bir varlık olduğunun farkına varamadan ölüp gider.
Oysa ne der Mevlana : “İnsan düşünceden ibarettir, gerisi et ve kemiktir.”
Konu derinleşmeden yeniden Kahrolası kadere geri dönelim.
İşte kendinin sadece içinde bulunduğu beden olmadığını fark eden insan, kaderinin de kendi elinde olduğunu, bu bilince uyandığında anlar. Yaradan’ın ona verdiği muhteşem niteliklerle, o artık kendi hayatının hem senaristi, hem yönetmeni, hem de oyuncusudur.
O artık KADER değil, SEÇİM demeyi öğrenmiştir. Bilir ki; kader niyete aşıktır.
Şimdi size Kahrolası Kaderini, seçimleriyle değiştirmiş bir kadından bahsedeceğim. Adı Dilek Demir..
Diyarbakır ili, Bağlar ilçesi, Muradiye mahallesi muhtarı. Üstelik de 2 dönemdir, yani 8 yıldır Diyarbakır’ın tek kadın muhtarı ünvanına sahip..
O’nun için de kahpe kader ağlarını örmüştü 14 yaşındayken.. Okuldan gelip önlüğünü çıkardığında gelinlik giydirilmiş ve baba dayağı yiye yiye, koca evine yollanmış ,gözünde yaş, kucağında polis olma hayalleriyle çocuk gelinler kervanına katılmıştı..
O da” Kahpe kader kime şikayet edeyim seni “şarkısı eşliğinde, kaderine boyun eğip, kendi gibi diğer kader kurbanlarıyla ,” kaderimse çekerim” diyerek, yaşamaya devam edebilirdi.
Ama bunun yerin bir seçim yaptı. Sadece seçim.. İçindeki sınırsız gücün farkına varmış, kendi kaderini kendi çizebileceği bilincine uyanmış, seçimleriyle kendi hayatını yeni baştan dizayn etmişti. Bu da yetmemiş muhtarlık ofisinin kapısına astığı dilek kutusuyla, 8 yıl boyunca 40 kız çocuğunun da kendisiyle aynı kaderi paylaşmasına engel olmuş, okullarına dönüp eğitimlerini tamamlamasını sağlamış ve Onların da kendi seçimlerini yapmalarına ve seçtikleri hayatı yaşamalarına aracı olmuştu. Sonuç olarak 40 kız çocuğu ve aileleriyle birlikte yüzlerce insanın hayatına dokunmuş, binlerce mahalle sakinin de hayatına güzellikler getirerek, seçimlerini seçmenleriyle taçlandırmıştır. Belki bir sonraki seçimlerde O’nu belediye başkanı olarak göreceğiz, belki de milletvekili..
Tabii kendisi seçerse..
Evet..
Ne demiştik:
“Kader niyete aşıktır.”
Siz niyetinizi koyun..
Seçiminizi yapın..
Önce kendinize, içinizdeki sınırsız güce inanın ve yola çıkın..
Sonra..
Sonra mı?
Aşkın tadını çıkarın doya doya...
Tıpkı Dilek Demir’in yaptığı gibi..