Ünlü oyuncu, senarist ve yazar Gürse Birsel'in kaleme aldığı ve milyonların beğeni yağmuruna tuttuğu o yazısı son dönemde Samsun siyasetinde ve bürokrasisinde yaşananlara öylesine 'cuh' oturuyor ki...
O yüzdendir ki 'Hadi lan' deyip köşeye çekilmeden, memlekette yaşananlara seyirci kalmadan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın demeden hayatı paylaşmak ve dosdoğru yaşamak gerekiyor...
İyi ki Samsun'da sorunları kaleme alacak, halkın özlemlerini haber yapacak ve Samsun'un beklentilerinin özüne dokunacak gazeteciler var...
Hiç bir meslektaşım (istisnalar hariç) 2 yıllık pandemi döneminde ağlayıp sızlamadan, el avuç açmadan, kişiliğinden taviz vermeden bu zorlu dönemi öyle ya da böyle geçiriverdi...
Samsun'u yönetenlerin bu kadar vurdumduymazlığına, despotluğuna ve "Ben yaptım oldu" larına boyun eğmeden yeri geldiğinde resti çekip "Hadi lan" demesini de bildi...
Daha 3 ay önce tasarruf tedbirleri genelgesi adı altında Türkiye'de binlerce gazetecinin işsizlikle karşı karşıya kaldığı bir kararın yayınlanmasına rağmen kendi şehrim için söylüyorum dimdik ayaktayız...
Bir tarafta bunlar yaşanırken özellikle iktidar kanadında almış olduğu terbiye gereği "hadi lan" diyemeyenlerin de sesi bizler olmayacağız mı?
3 kez görevinden alınıp mahkeme kararıyla yeniden görevine geri iade edilen Bafra Öğretmenevi müdürünün görevden alınmasını sağlayan piyango vekile "hadi lan" demeyeceğiz de ne diyeceğiz...
Samsun Eğitim Araştırma Hastanesi eski başhekimi Ahmet Şen'in büyük emeklerle hayata geçirilmesinde rol oynadığı Genetik hastalıklar Değerlendirme Merkezi'nin açılışına bile davet edilmemesine "Hadi lan sende" diye sormayacak mıyız?
Samsun'da gelmiş geçmiş en başarılı valiler arasında yer alan ve gönüllerde taht kuran, özellikle Samsunspor taraftarlarının "Osman Baba" diye lakap taktığı Vali Osman Kaymak'ın merkeze çekilmesine "Hadi lan" demeyi az bile bulmayacak mıyız?
9 yıl Bafra, 11 ay da Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini ifa eden dürüst, ahlaklı ve halk tarafından sevilen başkan Zihni Şahin'in yerine Samsun halkının büyük tepki gösterdiği ve halen tepkilerin dinmediği Mustafa Demir'in başkan adayı olarak gösterilmesine "Hadi lan" demek sakıncalı bir söz müdür?
Son 25 yıldır aynı siyasi yüzlerin şehrimizde başka adam yokmuşcasına sürekli önümüze koyularak milletvekili hatta bakan yapılmasına " Hadi lan" diyemezsek diğer siyasetçilere ayıp olmaz mı?
Ülkü Ocaklarını terörist ilan etme gayreti içinde olan ABD Temsilciler Meclisi'nin kararına Cumhur ittifakının küçük ortağı MHP İl Başkanı Abdullah Karapıçak'ın halen Ülkü Ocakları Samsun İl Başkanlığı'nı ziyaret etmemesine koskocaman bir 'Hadi lan' çekmeyecek miyiz?
AK Parti'de atama başkan olarak göreve başlayıp bizim de o dönemde takdir ettiğimiz AK Parti Samsun İl Başkanına seçildikten sonra büyük değişim göstermesine 'Hadi lan' demek çok mu kaba kaçar...
Samsun'da bu konularla ilgili abartmadan söylüyorum yüzlerce örnek gösterip, yazabilirim...
Geçenlerde bir yazımda 'bu halk cumhurbaşkanını seviyor ve ona oy veriyor' demiştim...
Yine o yazımda "Erdoğan'ın mirasını yemekten vazgeçip kendiniz de bu ülkeye, şehrinize ve insanlarınıza olumlu bir katkı yapın" diyerek serzenişte bulunmuştum...
Onlar da sanırım bize "hadi lan sen de" çekip hiç bir şey olmamışcasına kendi bildikleri istikamette yollarına devam ediyorlar..
Bizlerin siyasi beklentisi, aday olma hayalleri, kronik hırsları olmadığına göre onlara dar gelen vatandaşa bol gelir...
Yaşayıp ölmez isek 2023 yılı seçimleri de önümüz de ve çok yakın. Bugünün mirasyedilerine vatandaşın da son söz olarak "Hadi lan siz de" diyeceğini bugünden çok net görebiliyorum...
Bu ülkeye 20 yılda beğenseniz de beğenmeseniz de büyük hizmetler veren ve Türk halkının gönlünde taht kurmuş Erdoğan'ın hiç olmazsa kendi memleketim Samsun için söylüyorum "hadi lan" demesini bekliyorum bu sefer bekliyorum doğrusu...
Söyler söylemez orasına karışmak haddimiz değil elbette...
Kimi seçeceğimiz veya seçmeyeceğimiz de bizim özgür irademiz de...
Beğenseniz de, beğenmeseniz de...
İşte Güres Birsel'din o yazısı
HADİ LAN!!
Karacıların komutanı tatbikat sırasında bir asker çağırmış. Asker:
-"Emret komutanım" diyerek yanına gitmiş.
Komutanı yere yatmasını istemiş. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş. Asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş. Komutan diğerlerine dönerek:
-"İşte cesaret" demiş.
Havacıların komutanı bir asker çağırmış. Asker:
-"Emret komutanım" diyerek komutanının yanına gitmiş.
Komutanı helikoptere binmesini emretmiş. Asker helikoptere binmiş ve havalanmış. Daha sonra komutanı askere aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş, asker de emre itaat etmiş ve atlamış. Yere çakılmış ve can vermiş. Komutan da diğerlerine dönerek:
-"İşte cesaret" demiş.
Sıra gelmiş denizci komutana. Denizci komutan askerini çağırmış. Asker çakı gibi hazırola geçmiş ve;
-"Emret komutanım" demiş. Komutan;
-"Derhal denize atla ve 10 dakika yüzeye çıkma" demiş.
Asker;
-"Hadi lan" demiş. Komutan diğer komutanlara dönerek:
-"İşte asıl cesaret bu" demiş.
....
Asıl cesaret ülkede yaşananlara, zulümlere, zamlara, yolsuzluklara, haksızlıklara katlanarak yavaş yavaş ölüp yok olmak değil, halkın düzenini bozup, kendi düzenini sağlayanlara "HADİ LAN" diyebilmektir.