Çocukluk ve gençlik yıllarım Samsun'un en tanınmış caddelerinden biri olan Çiftlik Caddesi'nde geçti...
Rahmetli babam sıkı bir Ecevitci idi...
Haliyle o yıllarda ben de sol siyasetin içinde büyüdüm atadan, babadan...
Civa gibi vatanperver gençlerin yetiştiği, memleket sevdalısı gönül adamlarının buluşma noktasıydı Çiftlik caddesi o yıllarda...
Şimdi arayın da bulun...
Ne gezer!
Bozuldu, kayboldu, bitirildi, anlayacağınız anılarda kaldı o caddenin tüm güzellikleri...
Eskiye dönüş olsa keşke...
Ne mümkün...
Zamanı durduramadığınız gibi geçmişi de geri getiremiyorsunuz...
Bu kısa anektodu anlattıķtan sonra gelelim asıĺ konumuza...
Size 10 gün içinde solun bugünkü kalesi olarak kabul edilen ve CHP içinde yaşanan 2 çirkin adamın söylemlerinin toplumu ne kadar irite ettiğinden bahsedeceğim...
Birisi CHP Etimesgut ilçe başkanı Cemal Emir...
Diğeri ise CHP Denizli Gençlik Kolları İl Başkanı Tugay Odabaşıoğlu...
Yaptığı açıklamalarla adeta infial yarattılar...
Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere AK Partililere ağır söylemlerde bulunan bu iki başkan kendi partililerini tehdit etmekten de geri kalmadılar...
Siyaset yapan insanların asla tasvip etmeyeceği sözleri CHP'lilerin ve kameraların önünde rahatça söyleme cesaretini de göğüslerini gere gere gösterdiler...
Sonrasında biri tutuklandı diğerinin soruşturması devam ediyor...
Beni ilgilendiren aslında onların ne söylediklerinden ziyade CHP genel merkezinin ve liderinin bu iki başkanla ilgili tek bir laf etmemesi ve siyasi olarak bu ağır söylemlere tepki vermemesi olmuştur...
Bu mudur CHP siyaseti?
"Gençlere örnek olsun" diye bu insanlar CHP'de siyaset yapıyorsa vay bu ülkenin haline...
Ben Çiftlik Caddesi'nde o solcu gençleri yaşadım ve aralarında büyüdüm...
Bu ülkenin geleceği ve kaderi için hepsi tertemiz siyaset yaptıları gibi isimlerini hafızalara kazıdılar...
Hiç bir zaman kendilerini kaybetmedikleri gibi ilkelerinden, adamlıklarından taviz vermediler...
Siyaseti hep memleket, halk ve gelecek kuşaklara güçlü bir ülke bırakmak için yaptılar...
Bu uğurda ciddi bedeller ödedikleri gibi içlerinden hayatını kaybedenler bile oldu...
Isim isim sayabilirim ama geride kalanları üzmemek adına yazmıyorum, yazmayacağım da...
Bugüne yeniden gelirsek;
Böyle zihniyetli insanların bizleri ve ülkeyi bir an için yönettiklerini düşünelim ve neler olabileceğini gözlerimizin önüne getirelim...
Düşünmek bile istemiyor insan...
50 yıldır CHP'ye gönül veren, davasına sımsıkı bağlı, ülkesini, halkını yürekten seven partililerin "Biz neden 50 yıldır iktidar olamıyoruz?" sorusuna kim cevap verecek şimdi?
Cevap verse bile ne diyecek?
Bu köhneleşmiş, bitik siyaset anlayışını insanlara nasıl anlatacak?
Her parti de kişisel olarak hata yapan siyasetçiler olabilir ve ben bir birey sonra da gazeteci olarak bunu kabul edebilirim...
Kabul edemediğim şey "Atatürķ'ün partisi CHP'dir" diye diye mirasını bitirerek bugünlere kadar gelenlerdir.
CHP'yi yönetenlerin yaşananlara seyirci kalması ve kendileri gibi düşünmeyenleri dış kapının mandalı olarak görmeleri ne acı bir tablodur...
Bu son iki olay bize şunu göstermiştir ki;
CHP yarım asırdır beklediği iktidarı bu anlayış ve zekayla görünen o ki bir asır daha bekleyecek...
Ben yazımın başında Çiftlik caddesini anlatırken babanızın çiftliğini değil, delikanlı, mert solcuların Çiftlik caddesini anlatmaya çalıştım...
Siz halen CHP'yi kendi çiftliğiniz gibi yönetmekten memnun iseniz benim tanıdığım CHP tabanının sizi orada çok fazla tutmayacağından emin olabilirsiniz...
Özünüze dönüp, kendinize gelmeniz için çok fazla zamanınız yok!
En fazla 2023...
Bana inanmıyorsanız sokağın sesine kulak verin bari...
Duydunuz mu beyler!