Ünal Yavuz
Köşe Yazarı
Ünal Yavuz
 

MUSTAFA DEMİR'İ NEDEN SEVEYİM?

Samsun Büyüķşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir'in son 1 hafta içinde basın mensuplarına olan ilgisi ve sevgisi gözlerimi yaşarttı.. Seviyor musun bizi başkan? Bir daha söyle... Seviyor musun? Bir daha söyle... Ben de seni sevmiyorum... Sevgi zorla olmaz ki? Yürek işidir... Kalpten gelir... Sevenler bilir sadece... Diyorlar ki Mustafa Demir'le ilgili hep olumsuz yazılar yazıyorsun neden? O'nun bu şehre olan sevgisizliği olabilir mi acaba? Bundan 2 yıl önce gazeteci arkadaşımızın 9 yaşındaki oğlu pandemi döneminde hayatını kaybetmişti... Cenazenin başından sonuna kadar meslektaşımızın yanında oldum... Hayatını kaybeden 9 yaşında bir çocuk olunca acımız ikiye katlanmıştı... Olay hem yerel hem de tüm ulusal basında büyük ilgiye neden oldu... Sayın valimiz konuyla bizzat yakından ilgilenirken şehrin medya temsilcileri ve önemli isimleri cenaze programına katılım gösterdi... Ben de orada idim ve gözlerim büyüķşehir belediye başkanını aradı... Yoktu... Hadi müsait değildi diyelim? Başkan yardımcısı... Özel Kalem... Basın müdürü... Belediye muhabiri bile o cenazeye katılmamıştı... Bu kadar da olur mu? diye kendi kendime sordum...  O gün içimi yakmıştı Mustafa Demir... Cenaze sonrası dayanamadım aradım kendisini... Neden katılmadınız?  Ortada hayatını kaybeden bir çocuk, yıkılan bir aile ve babası bizim meslektaşımız ve can dostumuzdu... Kendisi bana telefonda aileye bizzat taziyeye gideceğini söyledi... Eh dedik işte... Kötünün iyisi de budur diye kendimizi avuttuk... Ben o gün gazeteci kardeşimizi arayıp Mustafa Demir'in kendisini ve aileyi ziyaret edeceğini söyledim... Akşam 5 gibi eve geleceklerini söylemişler... O akşam saat 9 sıraları taziye evimdeyim... Meslektaşıma sordum? "BASKAN GELDİ Mİ?" diye... Gazeteci kardeşimin başkanı düşünecek hali yoktu ama ağlamaklı bir sesle "Abi gelmedi" dedi... Yine içim rahat etmedi... Éşimle birlikte hemen cenaze evinden ayrılıp eve geldim... 9 kişilik teknik ekibi harekete geçirip onları şunları söyledim... "Şimdi bir köşe yazısı yazacağım ve bu yazıyı Ankara'da başta Cumhurbaşkanımız, iletişim başkanlığı, bakanlar, milletvekilleri, AK Parti'nin önde gelen isimlerine ulaştırın" diye talimat verdim... Ekip sağlamdı... Yazı yayına girdikten 1 saat sonra Mustafa Demir'in ter içinde ve telaşlı bir şekilde aileye taziyeye geldiğini öğrendim... Samsun'da ilk defa Mustafa Demir'i yerinden hoplatan bir yazı oldu... Daha fazla detaya da girmek istemiyorum... Biz Mustafa Demir'i şimdi niye sevelim, neden sevelim, niçin ona değer verelim... Hadi biz gazetecileri ciddiye almadın, 9 yaşında hayatını kaybeden bir çocuğun Sayın Başkanda hiç mi manevi değeri yoktu? Bunlar biz gazetecilerin yiyip yutacağı işler değil... Hele hele benim hiç değil... Önce kahvaltıya çağırdı şimdide geziye... Bu yürek bize yapılanları unutup gider mi? Mustafa Demir belli ki adaylık provasına başlamış... Beni ilgilendirmez partisinin bileceği iş... Beni ilgilendiren onun bu şehirde bir daha görev almaması için sonuna kadar mücadele edecek olmamdır... Şimdi bana söyleyin; "Mustafa Demir'i ben neden seveyim?" Bir yerde karşılaşmamak için dua bile ediyorum... Dilimin ayarı kaçar diye... Benim yüce Rabbimden başka kimseye eyvallahım olmaz... Ama bu şehirde adam olan, sevgiyi kalbinde taşıyan, memleketine bir çivi çakan insanların önünde saygımı gösterir, hürmet ederim... Biz babadan böyle gördük... Mesele budur...
Ekleme Tarihi: 02 Ağustos 2023 - Çarşamba

MUSTAFA DEMİR'İ NEDEN SEVEYİM?

Samsun Büyüķşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir'in son 1 hafta içinde basın mensuplarına olan ilgisi ve sevgisi gözlerimi yaşarttı..

Seviyor musun bizi başkan?

Bir daha söyle...

Seviyor musun?

Bir daha söyle...

Ben de seni sevmiyorum...

Sevgi zorla olmaz ki?

Yürek işidir...

Kalpten gelir...

Sevenler bilir sadece...

Diyorlar ki Mustafa Demir'le ilgili hep olumsuz yazılar yazıyorsun neden?

O'nun bu şehre olan sevgisizliği olabilir mi acaba?

Bundan 2 yıl önce gazeteci arkadaşımızın 9 yaşındaki oğlu pandemi döneminde hayatını kaybetmişti...

Cenazenin başından sonuna kadar meslektaşımızın yanında oldum...

Hayatını kaybeden 9 yaşında bir çocuk olunca acımız ikiye katlanmıştı...

Olay hem yerel hem de tüm ulusal basında büyük ilgiye neden oldu...

Sayın valimiz konuyla bizzat yakından ilgilenirken şehrin medya temsilcileri ve önemli isimleri cenaze programına katılım gösterdi...

Ben de orada idim ve gözlerim büyüķşehir belediye başkanını aradı...

Yoktu...

Hadi müsait değildi diyelim?

Başkan yardımcısı...

Özel Kalem...

Basın müdürü...

Belediye muhabiri bile o cenazeye katılmamıştı...

Bu kadar da olur mu? diye kendi kendime sordum... 

O gün içimi yakmıştı Mustafa Demir...

Cenaze sonrası dayanamadım aradım kendisini...

Neden katılmadınız? 

Ortada hayatını kaybeden bir çocuk, yıkılan bir aile ve babası bizim meslektaşımız ve can dostumuzdu...

Kendisi bana telefonda aileye bizzat taziyeye gideceğini söyledi...

Eh dedik işte...

Kötünün iyisi de budur diye kendimizi avuttuk...

Ben o gün gazeteci kardeşimizi arayıp Mustafa Demir'in kendisini ve aileyi ziyaret edeceğini söyledim...

Akşam 5 gibi eve geleceklerini söylemişler...

O akşam saat 9 sıraları taziye evimdeyim...

Meslektaşıma sordum?

"BASKAN GELDİ Mİ?" diye...

Gazeteci kardeşimin başkanı düşünecek hali yoktu ama ağlamaklı bir sesle "Abi gelmedi" dedi...

Yine içim rahat etmedi...

Éşimle birlikte hemen cenaze evinden ayrılıp eve geldim...

9 kişilik teknik ekibi harekete geçirip onları şunları söyledim...

"Şimdi bir köşe yazısı yazacağım ve bu yazıyı Ankara'da başta Cumhurbaşkanımız, iletişim başkanlığı, bakanlar, milletvekilleri, AK Parti'nin önde gelen isimlerine ulaştırın" diye talimat verdim...

Ekip sağlamdı...

Yazı yayına girdikten 1 saat sonra Mustafa Demir'in ter içinde ve telaşlı bir şekilde aileye taziyeye geldiğini öğrendim...

Samsun'da ilk defa Mustafa Demir'i yerinden hoplatan bir yazı oldu...

Daha fazla detaya da girmek istemiyorum...

Biz Mustafa Demir'i şimdi niye sevelim, neden sevelim, niçin ona değer verelim...

Hadi biz gazetecileri ciddiye almadın, 9 yaşında hayatını kaybeden bir çocuğun Sayın Başkanda hiç mi manevi değeri yoktu?

Bunlar biz gazetecilerin yiyip yutacağı işler değil...

Hele hele benim hiç değil...

Önce kahvaltıya çağırdı şimdide geziye...

Bu yürek bize yapılanları unutup gider mi?

Mustafa Demir belli ki adaylık provasına başlamış...

Beni ilgilendirmez partisinin bileceği iş...

Beni ilgilendiren onun bu şehirde bir daha görev almaması için sonuna kadar mücadele edecek olmamdır...

Şimdi bana söyleyin; "Mustafa Demir'i ben neden seveyim?"

Bir yerde karşılaşmamak için dua bile ediyorum...

Dilimin ayarı kaçar diye...

Benim yüce Rabbimden başka kimseye eyvallahım olmaz...

Ama bu şehirde adam olan, sevgiyi kalbinde taşıyan, memleketine bir çivi çakan insanların önünde saygımı gösterir, hürmet ederim...

Biz babadan böyle gördük...

Mesele budur...

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.