Yasemin Bilgi
Köşe Yazarı
Yasemin Bilgi
 

Kızılcık Şerbetine Dokunma!

     Son günlerde depremi unutturup , seçimleri sollayıp, ülke gündem trafiğini alt üst eden, kitleleri peşinden sürükleyip düğün konvoyu oluşturan, sonra da RTÜK ün EGS kameralarına yakalanıp, yayın yasağı cezası ile önü kesilmeye çalışılan Kızılcık Şerbetinden bahsetmek istiyorum bugün biraz...       Benim gibi yaklaşık 5 yıldır TV programları ve TV dizisi izlemeyen, Televizyonu you tube izlemek için kullanan birisi dahi Kızılcık Şerbetinden bahsediyorsa dizi amacına ulaşmıştır diye düşünüyorum.       Peki; RTÜK tarafından diziye verilen cezalardan dolayı sosyal medya kullanıcılarının yoğun tepkisine neden olup, ülke gündemine oturan bu dizinin özelliği ne?       Aslında dizinin sırrı adında saklı... Eskilerin bir deyimi vardır, bilmem bilir misiniz?  Özellikle kapalı gruplar, muhafazakar aileler tarafından çok kullanılan.. Aile içinde yaşanan acı, utanç verici, toplum tarafından eleştiri alabilecek olayların ifşasının önlenmesi adına aileye gelin giden adaylara tembih edilen.... Denir ki; “ bundan sonra bu ailede yaşayacağın her şey burada kalacak, ne olursa olsun dışarıya bir şey anlatmayacaksın. Kan dahi kussan, kızılcık şerbeti içtim diyeceksin!.. Kol kırılır yen içinde kalır gelin kızım!.. Eminim aranızda bu deyimleri çok duyan ve hâlâ duymakta olan hatta kendi de kullanan değerli okurlarım vardır.       İşte bu dizi de, 2023 Türkiye’sinde muhafazakar bir ailede yaşanan, kızılcık şerbeti  kıvamındaki çekişmeleri, kıskançlıkları gelin kaynana ilişkilerini ve olayları anlatıyor.  Oyunculukların, senaryonun çok başarılı olduğu, işlediği konular ve verdiği mesajlarla, her bir bölümünün bir kaç kez izlenmesi gereken dizi, aslında yıllardır kanayan toplumsal yaralarımıza ışık tuttuğu için, muhafazakar ailelerde din  adına yaşanan çağ dışı kalmış kuralları ifşa ettiği için RTÜK’e şikayet edilmiş. Arap kültürünün islam kültürüne entegre edilmesiyle dinin, gerçek islamdan  çok uzak yaşandığı, günümüzün ultra zengin ama muhafazakar ailelerinin ilişkilerinin incelendiği dizi, laikliği ise din gibi yaşayan ve baş örtüsüne karşı kabul edilemez ön yargıları olan başka bir ailenin birbirleriyle dünür olmaları sonucu yaşadıkları olayları ele alıyor. Her izleyenin içinde kendini bulduğu dizinin izleyiciler tarafından bu denli sevilmesinin bir başka nedeni de, dizideki karakterlerin her birinin bizden biri olması.. Kimi kendini, kimi annesini – babasını, kimi eşini, kimi komşusunu, kimi anneannesini, kimi öğretmenini  görüyor o karakterlerin arkasında aslında.. Her ailede bir Mustafa, her ailede bir Sönmez hanım, herkesin hayatında bir Nilay var!.. Bir yandan da dizinin  bu denli bizi anlatıyor olması, sinek öldürür gibi insan öldürülen, içi boş mafya dizilerinden, gelin kaynana kavgalarına tanık olunan aptalca  sabah kuşağı yarışmalardan, kısacası  çöpçatanlık bürosu gibi çalışan TV den  bıkarak  dijitale yönelmiş olan izleyicinin (benim gibi) yeniden ekranlara dönmesine yol açtı. Her bir bölümü ortalama 2,5 saat olan  diziyi, benim gibi yayın yasağı getirildikten sonra duyup, youtube üzerinden arka arkaya 20 bölümü soluksuz izleyip bitirip, 31 Mart akşamı ekranlara kilitlenen milyonlarca izleyici oldu geçen hafta. Belki de RTÜK bu ağır cezaları vermese ben ve benim gibiler dizinin adını dahi duymayacaktık.      İyi ki varsın RTÜK..      RTÜK tarafından verilen beş kez yayın durdurma cezası kararı geçen hafta Show TV’ye tebliğ edildi. Kanalın cezaya itiraz hakkı var elbette. Eğer kanalın itirazı olumsuz sonuçlanırsa 7 Nisan tarihinden itibaren beş hafta boyunca “Kızılcık Şerbeti” dizisi ekrana gelemeyecek.      Göz yaşları içinde sevmediği biriyle evlendirildiği gece, kocası tarafından pencereden aşağı itilen Nursema karakterine uygulanan şiddet dolayısıyla diziye yayın yasağı getirildiği söylense de sosyal medyada  “Rtük Kızılcık Şerbetine Dokunma” etiketi Türkiye gündeminde uzun süre yer almaya devam edecek. Kullanıcılar “kadına şiddet” gerekçesiyle verilen cezanın “çifte standart” içerdiğini vurguluyor. Ben de aynı kanıdayım.. Dizinin unutulmaz repliklerinden birinde Nursema: - “ Sen yok deyince yok olmuyor ama baba.. Abim Nilay’ı getirdi, istiyorum dedi, seviyorsan tamam oğlum dediniz. Fatih bu eve hamile bir kızı getirdi, evleneceğim dedi ona da varız dediniz... - Erkekler sevebilir ama ben kız olduğum için sevemez miyim baba?!!! Bana mı yoksunuz baba?? Şaaaaakkkkk bir tokat.. ........... Baba Abdullah bey : - Çık odana toparlan, seni istemeye gelecek misafirlerin karşısına bu şekilde çıkma!..  ..........      Bu ülkede Nursema’nın kaderini yaşayarak yitip giden binlerce hayat var.. Bu ülkede kapalılar ve açıklar diye bölünmüş ve birbirine tahammül edemeyen yüzbinler var. Ve dizi bu tahammülsüz insanları senaryo gereği öyle güzel kaynaştırmış ki, toplumda görmeye hasret kaldığımız bir hoş görü ve anlayış duygusu sarıyor izleyiciyi ve alıp götürüyor yıllar yıllar öncesi Türkiye’sinde ayrıştırma ve ötekileştirme zehirinin damarlarımıza enjekte edilmediği günlere...      Bu nedenledir ki, milyonların kalbi 7 Nisan Cuma günü akşamı Nursema cephesinde yaşanacaklar için atıyor, eğer yasak yürürlüğe girmezse..      Siz hâlâ Kızılcık Şerbetini izlemediyseniz, bu ara yapacağınız en güzel şey, benim gibi sonradan duyanların yaptığını yapıp, oturup diziyi baştan sona izlemek. Hele de  sahura kadar oturup, öyle yatıyorsanız, işte size fırsat.... Bugün başlarsanız cumaya kadar yetişirsiniz.. İyi seyirler!...
Ekleme Tarihi: 05 Nisan 2023 - Çarşamba

Kızılcık Şerbetine Dokunma!

     Son günlerde depremi unutturup , seçimleri sollayıp, ülke gündem trafiğini alt üst eden, kitleleri peşinden sürükleyip düğün konvoyu oluşturan, sonra da RTÜK ün EGS kameralarına yakalanıp, yayın yasağı cezası ile önü kesilmeye çalışılan Kızılcık Şerbetinden bahsetmek istiyorum bugün biraz... 

     Benim gibi yaklaşık 5 yıldır TV programları ve TV dizisi izlemeyen, Televizyonu you tube izlemek için kullanan birisi dahi Kızılcık Şerbetinden bahsediyorsa dizi amacına ulaşmıştır diye düşünüyorum. 

     Peki; RTÜK tarafından diziye verilen cezalardan dolayı sosyal medya kullanıcılarının yoğun tepkisine neden olup, ülke gündemine oturan bu dizinin özelliği ne? 

     Aslında dizinin sırrı adında saklı... Eskilerin bir deyimi vardır, bilmem bilir misiniz?  Özellikle kapalı gruplar, muhafazakar aileler tarafından çok kullanılan.. Aile içinde yaşanan acı, utanç verici, toplum tarafından eleştiri alabilecek olayların ifşasının önlenmesi adına aileye gelin giden adaylara tembih edilen....

Denir ki; “ bundan sonra bu ailede yaşayacağın her şey burada kalacak, ne olursa olsun dışarıya bir şey anlatmayacaksın. Kan dahi kussan, kızılcık şerbeti içtim diyeceksin!.. Kol kırılır yen içinde kalır gelin kızım!..

Eminim aranızda bu deyimleri çok duyan ve hâlâ duymakta olan hatta kendi de kullanan değerli okurlarım vardır. 

     İşte bu dizi de, 2023 Türkiye’sinde muhafazakar bir ailede yaşanan, kızılcık şerbeti  kıvamındaki çekişmeleri, kıskançlıkları gelin kaynana ilişkilerini ve olayları anlatıyor. 

Oyunculukların, senaryonun çok başarılı olduğu, işlediği konular ve verdiği mesajlarla, her bir bölümünün bir kaç kez izlenmesi gereken dizi, aslında yıllardır kanayan toplumsal yaralarımıza ışık tuttuğu için, muhafazakar ailelerde din  adına yaşanan çağ dışı kalmış kuralları ifşa ettiği için RTÜK’e şikayet edilmiş. Arap kültürünün islam kültürüne entegre edilmesiyle dinin, gerçek islamdan  çok uzak yaşandığı, günümüzün ultra zengin ama muhafazakar ailelerinin ilişkilerinin incelendiği dizi, laikliği ise din gibi yaşayan ve baş örtüsüne karşı kabul edilemez ön yargıları olan başka bir ailenin birbirleriyle dünür olmaları sonucu yaşadıkları olayları ele alıyor. Her izleyenin içinde kendini bulduğu dizinin izleyiciler tarafından bu denli sevilmesinin bir başka nedeni de, dizideki karakterlerin her birinin bizden biri olması.. Kimi kendini, kimi annesini – babasını, kimi eşini, kimi komşusunu, kimi anneannesini, kimi öğretmenini  görüyor o karakterlerin arkasında aslında.. Her ailede bir Mustafa, her ailede bir Sönmez hanım, herkesin hayatında bir Nilay var!.. Bir yandan da dizinin  bu denli bizi anlatıyor olması, sinek öldürür gibi insan öldürülen, içi boş mafya dizilerinden, gelin kaynana kavgalarına tanık olunan aptalca  sabah kuşağı yarışmalardan, kısacası  çöpçatanlık bürosu gibi çalışan TV den  bıkarak  dijitale yönelmiş olan izleyicinin (benim gibi) yeniden ekranlara dönmesine yol açtı. Her bir bölümü ortalama 2,5 saat olan  diziyi, benim gibi yayın yasağı getirildikten sonra duyup, youtube üzerinden arka arkaya 20 bölümü soluksuz izleyip bitirip, 31 Mart akşamı ekranlara kilitlenen milyonlarca izleyici oldu geçen hafta. Belki de RTÜK bu ağır cezaları vermese ben ve benim gibiler dizinin adını dahi duymayacaktık.

     İyi ki varsın RTÜK..

     RTÜK tarafından verilen beş kez yayın durdurma cezası kararı geçen hafta Show TV’ye tebliğ edildi. Kanalın cezaya itiraz hakkı var elbette. Eğer kanalın itirazı olumsuz sonuçlanırsa 7 Nisan tarihinden itibaren beş hafta boyunca “Kızılcık Şerbeti” dizisi ekrana gelemeyecek.

     Göz yaşları içinde sevmediği biriyle evlendirildiği gece, kocası tarafından pencereden aşağı itilen Nursema karakterine uygulanan şiddet dolayısıyla diziye yayın yasağı getirildiği söylense de sosyal medyada  “Rtük Kızılcık Şerbetine Dokunma” etiketi Türkiye gündeminde uzun süre yer almaya devam edecek. Kullanıcılar “kadına şiddet” gerekçesiyle verilen cezanın “çifte standart” içerdiğini vurguluyor. Ben de aynı kanıdayım..

Dizinin unutulmaz repliklerinden birinde Nursema:

- “ Sen yok deyince yok olmuyor ama baba.. Abim Nilay’ı getirdi, istiyorum dedi, seviyorsan tamam oğlum dediniz. Fatih bu eve hamile bir kızı getirdi, evleneceğim dedi ona da varız dediniz...

- Erkekler sevebilir ama ben kız olduğum için sevemez miyim baba?!!! Bana mı yoksunuz baba??

Şaaaaakkkkk bir tokat..

...........

Baba Abdullah bey :

- Çık odana toparlan, seni istemeye gelecek misafirlerin karşısına bu şekilde çıkma!.. 

..........

     Bu ülkede Nursema’nın kaderini yaşayarak yitip giden binlerce hayat var..

Bu ülkede kapalılar ve açıklar diye bölünmüş ve birbirine tahammül edemeyen yüzbinler var. Ve dizi bu tahammülsüz insanları senaryo gereği öyle güzel kaynaştırmış ki, toplumda görmeye hasret kaldığımız bir hoş görü ve anlayış duygusu sarıyor izleyiciyi ve alıp götürüyor yıllar yıllar öncesi Türkiye’sinde ayrıştırma ve ötekileştirme zehirinin damarlarımıza enjekte edilmediği günlere...

     Bu nedenledir ki, milyonların kalbi 7 Nisan Cuma günü akşamı Nursema cephesinde yaşanacaklar için atıyor, eğer yasak yürürlüğe girmezse..

     Siz hâlâ Kızılcık Şerbetini izlemediyseniz, bu ara yapacağınız en güzel şey, benim gibi sonradan duyanların yaptığını yapıp, oturup diziyi baştan sona izlemek. Hele de  sahura kadar oturup, öyle yatıyorsanız, işte size fırsat.... Bugün başlarsanız cumaya kadar yetişirsiniz..

İyi seyirler!...

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.