Samsun'un 2 önemli kenti... Biri sanayi şehri Tekkeköy... Diğeri turizm kenti Atakum... Her iki başkanda yeni... Anlayacağınız tazeler... Seçimlerden bu yana ne yapacaklarını bilmez bir halde geçmişin faturasını halkın önüne koyup günah çıkartıyorlar... Bunu da hizmet sayıyorlar... Tekkeköy belediye başkanı Mustafa Candal, AK Parti'de olan belediyenin borçlarını bilboardlara asarak adeta kendi partisinin dönemine operasyon çekti... Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel'de yine CHP'li başkandan aldığı belediyenin borç tablosunu haber merkezlerine servis ederek eski yönetime adeta salvo yaptı... Adama sorarlar; "Aday olurken bu belediyelerin içinde bulunduğu durumu bilmiyor muydunuz? diye.. Üstelik her iki başkanın kendi partisinden olan belediye başkanlarına operasyon çekmesi partilerini daha da zora soktu... Kısacası şunu diyor başkanlar; Bizden önce hırsızlık, arsızlık, yolsuzluk ne varsa yapılmış biz bu işin içinde değiliz... Böyle bir şey varsa tamam da sen de o partinin belediye başkanısın... Bu halk sizin döneminizde bu işlerin olmayacağına nasıl inanacak? Atakum'da geçen dönemin ilk 2 sıra belediye meclis üyeleri bu dönem de aynı isimlerden oluştu... Bunlar 5 yıl boyunca sormamışlar mı? Varsa yolsuzluk, arsızlık göz mü yummuşlar her şeye... Biri eski başkan Hasan Togar'a hırsından dolayı gözünün önünü görmüyor... Diğeri ise kapısında bekleyen aç kurtların şimdiden altyapısını hazırlıyor... Net konuşayım; Serhat Türkel'in 5 yıllık dönemde kendi borçları biter Atakum'un borçları bitmez... Atakum'a başkan seçiyorsunuz adamın geçmişi nedir, bekraundu nasıl, pis işlere bulaşmış mı? Muhtarın bile GBT'si sorulurken Serhat Türkel'in dosyalarına hiç mi bakılmadı? Atakum'da çok büyük kaosların yaşanacağını, zıpırtık işlerin fazlasıyla vuku bulacağını şimdiden söyleyeyim... Serhat Türkel'le ilgili dosyaları hem açacağız hem de bundan sonra ki dönemi dikkatle takip edip kamuoyunu bilgilendireceğiz... Tekkeköy'e gelince; Kurban Bayramı ve sonrası Mustafa Candal'ı ziyarete gelen Vali, büyükşehir belediye başkanı ve Yerel Yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz'a karşı protokol kurallarını hiçe sayarak tişörtle karşılayıp poz vermesi tam bir fiyaskodur... Candal diyir ki; "Benim kimseye eyvallahım yok. 5 yıl Tekkeköy'ün ağası benim. Herkes dalgasına baksın." Acemi başkanların bu üç ayda bize gösterdiği sonuç; KOCA BİR HİÇ... Bunlardan ne köy olur ne kasaba... Bizim için güzel olanı ise her iki başkandan medyaya çok malzeme çıkacak olmasıdır... Yazık, çok yazık...