EŞİM GÖNLÜMÜ ALDI DEVLET KALBİMİ KIRDI!
EŞİM GÖNLÜMÜ ALDI DEVLET KALBİMİ KIRDI!
Ünal Yavuz'un Kaleminden..
2 gündür fantastik günler yaşıyorum...
Memleket adına kavga etmeyi severim...
Gürcü damarım tutunca kapıyı çarpar giderim...
Dün de öyle yaptım...
Bir de baktım sokakta kaldım...
Bir garip emekli nereye gider ki?
Oteller ateş pahası...
Evden arayıp soran olmayınca aklıma misafirhane de kalmak geldi...
DSİ bölge müdürünü aradım...
Misafirhane de kalmak için...
Allah razı olsun hemen halletti...
Gittim önce fiyatları sordum...
Otele göre ucuz ama bize bol geldi yine...
Resepsiyona;
Emekli gazeteciyim...
Takan yok...
Basın kartım var...
Bakan yok...
Gazeteciler cemiyeti başkan yardımcıyım...
Soran yok...
Dedim ki görevliye;
"Bu emekliler için 1 hazirandan itibaren kamu misafirhanelerinde yüzde 20 indirim olması lazım. Resmi gazetede yayınlandı."
Sordu birilerine "O size uygulanmıyor." dedi...
Öyle ya, kim takar 10 bin lira maaş alan emekliyi...
Parayı bulamasakta adamlığı kaybetmedik...
Hırs yaptım o gece arabada yattım...
Evimi özlesem de telefonun başında çaresiz beklemekten başka şansım yok...
Memleket meselesi deyip sabah valilik özel kalem müdürünü aradım...
Konuyu anlattım...
Samsun'un çocuğu olmasının yanında adamdan zerafet akıyor...
"Vali beye konuyu hemen ileteceğim" dedi..
Emekli bir vatandaş olarak şükranlarımı sundum..
Halen bir yerlerde devletin şefkatli kollarını gösteren birilerinin var olduğunu görmek onur veriyor insana..
Sonra sanayinin en güzel restoranlarından birinin sahibi olan yeğenim aradı...
Samsun Ticaret müdürlüğünün sevimli çalışanları cezayı kesmiş...
Esnaf can çekişirken bir de ceza koyuyor adama tabiki...
Damat atarlı...
Kızımızı da kaçırarak almıştı zaten...
Olayı anlattı ben ikna oldum...
Devlete saygımız var ama bazı işgüzar memurlara ders vermekte gerekiyor...
Aradım Ticaret il müdürünü...
Adanalı, Allah'ın adamı...
Telefonda güçlü bir samimiyet oluştu...
Sonra beni öğleden sonra aradı...
"Ünal bey şu restorana beraber gidelim haksızlık varsa giderelim." dedi.
Devletin adamına bakarmısın...
Adamın hası, devletin samimi yüzü...
Gittik...
Damat konuştu, memur konuştu...
Biz dinledik...
Ne ben ne de müdür bey tutulan tutanaktan memnun olmadı...
Elemanını da ezdirmemek adına "Bu restoran bizim" diyerek ortayı buldu...
Tutanak gereği esnafa 10 bin TL çakıldı...
Benim maaşım kadar...
Peşin öderse 7.500...
Devlete feda olsun...
Bir ara müdür bey "Haksızlık varsa cezayı ben öderim" diyecek kadar nezaket gösterdi...
Devletin bürokratına bak atarlı memurun yaptığına...
Güler misin, ağlar mısın?
Gülmedim...
Memura da bir iki kelime kelam etmek ben de farz oldu...
Nezaket gereği müdürün yanında söylemediğimi buradan yazıyorum..
Allah'tan korkmaz kuldan utanmaz o restorana cezayı nasıl kestin?
Ödül vereceğin yerde memurluğunu kepaze ettin..
Damat "Parayı ödeyeceğim ama hakkımı helal etmiyorum" diyerek müdürü yolladık...
Allah'tan damat karnımı doyurdu...
Biz halen sokaktayız..
O arada beklediğim telefon geldi hanımdan..
"Sokakta kalmışsın"
Yok ya, ben iyiyim...
Erkeklik ölmedi ya...
Uzatmayalım hanım telefonda gönlümüzü aldı devlet ise kalbimizi kırdı...
Hangi işi yaparsanız yapın vicdan teraziniz son derece hassas olsun...
Hele ki devleti temsil ediyorsanız bu hassasiyet en pik noktada bulunsun...
Benden söylemesi...
Bir garip emekli...