cevat oncu

3. Uluslararası Karadeniz Dil ve Dil Eğitimi Sempozyumu

Eğitim 08.10.2021 - 17:13, Güncelleme: 08.10.2021 - 17:13
 

3. Uluslararası Karadeniz Dil ve Dil Eğitimi Sempozyumu

Ondokuz Mayıs Üniversitesinin (OMÜ) ev sahipliğinde "Dünya Dili Türkçe" ana temasıyla düzenlenen geleneksel “3. Uluslararası Karadeniz Dil ve Dil Eğitimi Sempozyumu”, çevrimiçi yapılan açılış programıyla başladı.
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, Türk Dil Kurumu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Feyzi Ersoy ve Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Öğretimi ve Türkoloji Müdürü Prof. Dr. Yavuz Kartallıoğlu’nun davetli konuşmacılar olarak yer aldığı sempozyuma; Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Batuk, Samsun Kültür ve Turizm Müdürü Akın İpekdal, Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Ömer İdris Akdin, ulusal ve uluslararası camiadan akademisyen ve araştırmacılar ile öğrenciler katıldı. Dil ve dil eğitimiyle ilgilenen herkesi bir araya getirerek, ortaya konacak özgün bilimsel çalışmalarla dil seferberliğine önemli katkılar sunmak hedefiyle düzenlenen sempozyumda; Samsun Kültür ve Turizm Müdürü Adnan İpekdal, Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Ömer İdris Akdin ve Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı OMÜ öğretim üyesi Doç. Dr. İsmail Yaman, Türk dilinin korunması, aktarılması ve dünya dili olması hususunda düşüncelerini dile getirerek sempozyumun başarılı geçmesini diledi. “Dilimizi korursak o da bizi koruyarak bekasını temin eder” Ardından söz alan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, sempozyumun konusu sebebiyle çok değerli olduğunu belirterek, “Dil, bir milletin kültürünü bütün değerleriyle en güzel şekilde taşıyan ve tüm unsurlarını kodlayan bir yapıdır. Eğer dilimizi özen göstererek korursak o da bizi korur ve böylece bekasını temin eder. Dolayısıyla Türkçe, milletimizin tüm genetik kodlarını bütün dünyaya taşıyabilecek bir özelliğe sahiptir” dedi. Bir dilin başka kültürlerden ve dillerden etkilenebileceğine işaret eden Rektör Ünal şöyle devam etti: “Teknolojik tarihi ve kültürel sebeplerle her dile yeni kavramların girmesi son derece doğal. Ancak sorun, dile giren bu yeni kavramlar değil, kendi dilende karşılığı olan kavramlar yerine başka dilin kavramlarını kullanmayı entellik aracı olarak görmektir. Bu nedenle akademik metinlerde veya kamu önünde gerçekleşen kültürel etkinliklerde dilin kullanılma şekli son derece önem kazanıyor. Asıl sorun dilde değil, dil üzerinden kendini farklı bir kimlikle tanımlama noktasında ortaya çıkıyor.” “Türkçenin, bir bilim dili olarak kullanılmasını sağlamak zorundayız” Dili tüm zenginliğiyle kullanmanın, insanları düşünmeye sevk ederek zihni diri tutacağını vurgulayan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Ruhun ve zihnin beslenmesi için elimizdeki en güçlü araç dildir. Kavramlar da dilin genetik kodlarını taşır. Var olan kelimeler, yeni nesil onları öğrenemeden bilinçli olarak yok ediliyorsa dil sığlaştırılıyor, bir milletin tarih sahnesindeki ömrü kısaltılıyor demektir. Bir milletin tarih sahnesindeki ömrü, kullandığı dilin gücüne bağlı. Dolayısıyla yapmamız gereken, ecdadımızın bize bıraktığı Türkçenin, bir bilim dili olarak dünya sahnesindeki etkisini arttırmayı sağlamak, kullanımını genişleterek saygınlığını arttırmaktır. Türkçenin bilim dili olarak kullanılmasını sağlamak zorundayız. Özellikle Türkçenin bir dünya dili olarak tanınmasında genç akademisyenlerimize büyük bir görev düşüyor. Buluşların, birtakım üst metinlerin, orijinal bilimsel makalelerin Türkçe olarak yayınlanmasının bir politika olarak benimsenmesi gerekiyor. Bu noktada biz, elimizden geleni yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı. Türkçe konuşan coğrafyanın da oldukça büyük ve güçlü bir pazara sahip olduğunu kaydeden Rektör Ünal, “Başka bir dil üzerinden bilim yapmaya özendiğimizde bilim insanı, dili bilen insana indirgenebiliyor. Oysa dil bilimle eş değildir, sadece aracıdır. Dolayısıyla bu sempozyum aracılığıyla başlayan dille ilgili çalışmalar son derece önemli. Biz de elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız. İnsanlığın geleceğe güvenle bakmasını sağlayan Türk kültürünün hâkimiyeti ve barışın, huzurun teminatı İslam’ın Anadolu yorumunun tanınması, Türk dilinin bilinmesiyle mümkün” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından OMÜ Türkçe Müdürü Prof. Dr. Bekir Şişman’ın yönetiminde açılış paneline geçildi. Açılış panelinde; UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz “Uluslararası Diller ve Türk Dili” konulu, Türk Dil Kurumu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Feyzi Ersoy “Türkçenin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri” konulu, Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Öğretimi ve Türkoloji Müdürü Prof. Dr. Yavuz Kartallıoğlu da “Yunus Emre Enstitüsü ve Türkçe Öğretim Faaliyetleri” konulu sunumla katılımcıları bilgilendirdi. “15 Aralık UNESCO’da Türk Dili Günü olarak kabul edildi” Yaptığı sunumda Komisyonun UNESCO faaliyetleri hakkında bilgi veren Komisyon Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ise “Dilimizi yaşatabilmemiz Türk dili konuşan ülkeler ve toplumlarla birlik olmamıza bağlı. Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletlere yönelik söylediği dünya 5’ten büyüktür sözü bir hak arayışıydı. Aynı durum dilde de geçerli. Uluslararası kabul edilen dillerin arasında Türkçenin olması için de bir hazırlığın olması gerekir. Türk dili konuşan ülkelerle bu hazırlığa başlamalıyız. Bu ülkelerle ortak dil konusunda mutabakata varmalıyız. Bu doğrultuda biz de bir çalışma yürüttük ve sonucunda 15 Aralık’ın UNESCO’da Türk Dili Günü olarak ilan edilmesi için anlaşma sağladık. Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılında ‘15 Aralık Türk Dili Günü’ olarak ilan edilecek. Bu günün seçilmesinin nedeni de Orhun Kitabelerinin bu tarihte okunduğunun duyurulmasıdır. Türkçe kadim bir dildir” şeklinde konuştu. Sempozyum, ulusal ve uluslararası akademide uzman isimlerin yapacağı sunumlarla iki gün boyunca devam edecek.
Ondokuz Mayıs Üniversitesinin (OMÜ) ev sahipliğinde "Dünya Dili Türkçe" ana temasıyla düzenlenen geleneksel “3. Uluslararası Karadeniz Dil ve Dil Eğitimi Sempozyumu”, çevrimiçi yapılan açılış programıyla başladı.

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, Türk Dil Kurumu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Feyzi Ersoy ve Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Öğretimi ve Türkoloji Müdürü Prof. Dr. Yavuz Kartallıoğlu’nun davetli konuşmacılar olarak yer aldığı sempozyuma; Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Batuk, Samsun Kültür ve Turizm Müdürü Akın İpekdal, Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Ömer İdris Akdin, ulusal ve uluslararası camiadan akademisyen ve araştırmacılar ile öğrenciler katıldı.
Dil ve dil eğitimiyle ilgilenen herkesi bir araya getirerek, ortaya konacak özgün bilimsel çalışmalarla dil seferberliğine önemli katkılar sunmak hedefiyle düzenlenen sempozyumda; Samsun Kültür ve Turizm Müdürü Adnan İpekdal, Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Ömer İdris Akdin ve Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı OMÜ öğretim üyesi Doç. Dr. İsmail Yaman, Türk dilinin korunması, aktarılması ve dünya dili olması hususunda düşüncelerini dile getirerek sempozyumun başarılı geçmesini diledi.

“Dilimizi korursak o da bizi koruyarak bekasını temin eder”
Ardından söz alan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, sempozyumun konusu sebebiyle çok değerli olduğunu belirterek, “Dil, bir milletin kültürünü bütün değerleriyle en güzel şekilde taşıyan ve tüm unsurlarını kodlayan bir yapıdır. Eğer dilimizi özen göstererek korursak o da bizi korur ve böylece bekasını temin eder. Dolayısıyla Türkçe, milletimizin tüm genetik kodlarını bütün dünyaya taşıyabilecek bir özelliğe sahiptir” dedi.
Bir dilin başka kültürlerden ve dillerden etkilenebileceğine işaret eden Rektör Ünal şöyle devam etti: “Teknolojik tarihi ve kültürel sebeplerle her dile yeni kavramların girmesi son derece doğal. Ancak sorun, dile giren bu yeni kavramlar değil, kendi dilende karşılığı olan kavramlar yerine başka dilin kavramlarını kullanmayı entellik aracı olarak görmektir. Bu nedenle akademik metinlerde veya kamu önünde gerçekleşen kültürel etkinliklerde dilin kullanılma şekli son derece önem kazanıyor. Asıl sorun dilde değil, dil üzerinden kendini farklı bir kimlikle tanımlama noktasında ortaya çıkıyor.”

“Türkçenin, bir bilim dili olarak kullanılmasını sağlamak zorundayız”
Dili tüm zenginliğiyle kullanmanın, insanları düşünmeye sevk ederek zihni diri tutacağını vurgulayan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Ruhun ve zihnin beslenmesi için elimizdeki en güçlü araç dildir. Kavramlar da dilin genetik kodlarını taşır. Var olan kelimeler, yeni nesil onları öğrenemeden bilinçli olarak yok ediliyorsa dil sığlaştırılıyor, bir milletin tarih sahnesindeki ömrü kısaltılıyor demektir. Bir milletin tarih sahnesindeki ömrü, kullandığı dilin gücüne bağlı. Dolayısıyla yapmamız gereken, ecdadımızın bize bıraktığı Türkçenin, bir bilim dili olarak dünya sahnesindeki etkisini arttırmayı sağlamak, kullanımını genişleterek saygınlığını arttırmaktır. Türkçenin bilim dili olarak kullanılmasını sağlamak zorundayız. Özellikle Türkçenin bir dünya dili olarak tanınmasında genç akademisyenlerimize büyük bir görev düşüyor. Buluşların, birtakım üst metinlerin, orijinal bilimsel makalelerin Türkçe olarak yayınlanmasının bir politika olarak benimsenmesi gerekiyor. Bu noktada biz, elimizden geleni yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
Türkçe konuşan coğrafyanın da oldukça büyük ve güçlü bir pazara sahip olduğunu kaydeden Rektör Ünal, “Başka bir dil üzerinden bilim yapmaya özendiğimizde bilim insanı, dili bilen insana indirgenebiliyor. Oysa dil bilimle eş değildir, sadece aracıdır. Dolayısıyla bu sempozyum aracılığıyla başlayan dille ilgili çalışmalar son derece önemli. Biz de elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız. İnsanlığın geleceğe güvenle bakmasını sağlayan Türk kültürünün hâkimiyeti ve barışın, huzurun teminatı İslam’ın Anadolu yorumunun tanınması, Türk dilinin bilinmesiyle mümkün” diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından OMÜ Türkçe Müdürü Prof. Dr. Bekir Şişman’ın yönetiminde açılış paneline geçildi. Açılış panelinde; UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz “Uluslararası Diller ve Türk Dili” konulu, Türk Dil Kurumu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Feyzi Ersoy “Türkçenin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri” konulu, Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Öğretimi ve Türkoloji Müdürü Prof. Dr. Yavuz Kartallıoğlu da “Yunus Emre Enstitüsü ve Türkçe Öğretim Faaliyetleri” konulu sunumla katılımcıları bilgilendirdi.

“15 Aralık UNESCO’da Türk Dili Günü olarak kabul edildi”
Yaptığı sunumda Komisyonun UNESCO faaliyetleri hakkında bilgi veren Komisyon Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ise “Dilimizi yaşatabilmemiz Türk dili konuşan ülkeler ve toplumlarla birlik olmamıza bağlı. Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletlere yönelik söylediği dünya 5’ten büyüktür sözü bir hak arayışıydı. Aynı durum dilde de geçerli. Uluslararası kabul edilen dillerin arasında Türkçenin olması için de bir hazırlığın olması gerekir. Türk dili konuşan ülkelerle bu hazırlığa başlamalıyız. Bu ülkelerle ortak dil konusunda mutabakata varmalıyız. Bu doğrultuda biz de bir çalışma yürüttük ve sonucunda 15 Aralık’ın UNESCO’da Türk Dili Günü olarak ilan edilmesi için anlaşma sağladık. Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılında ‘15 Aralık Türk Dili Günü’ olarak ilan edilecek. Bu günün seçilmesinin nedeni de Orhun Kitabelerinin bu tarihte okunduğunun duyurulmasıdır. Türkçe kadim bir dildir” şeklinde konuştu.
Sempozyum, ulusal ve uluslararası akademide uzman isimlerin yapacağı sunumlarla iki gün boyunca devam edecek.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.